Süt alerjisi ile tanışmamız üzerinden 7 yıl geçti. Bu arada çok seyler öğrendik alerjiler hakkında . Alerjinin çeşitli yüzlerini gördük. Gıda da alerji nasıl oluyormuş, hangi korku ve kaygıları yaşıyorsunuz, yavrunuzu nefes alamayacak korkusuyla nasıl hastaneye götürüyorsunuz ne badireler atlatıyorsunuz, ne tedbirler alıyorsunuz neler başarıyorsunuz ve bu sureçte ne kadar yalnızsınız….
Size destek olanlar en başta aileniz şüphesiz. Onlar bile size ne kadar yakın-uzak olurlarsa olsunlar evin içinde ya da uzakta farketmiyor, faydalatı çok kısıtlı. Ben yine de bu konuda hep şanslı oldum. Çocuklarımızın yetiştirilmesinde, yaşamın her alanında olduğu gibi, en büyük destekçim tabiki biricik eşim Evren... Onun desteği (en çokta manevi desteği) ve yardımları olmasa hayat çok daha zor olurdu.
Ancak benim bu blog da yazmak ve sizlerle paylaşmak istediğim, gizli bir kahramanım var. Minnoş oğlum Erdem`in yetişmesinde en az benim kadar emeği olan, benim gibi düşünen, benim kadar dikkat eden ve benden daha fazla minnoşumla vakit geçiren ona kol kanat geren bizim ailemizin gizli meleği `MARO` muz.
Maromuz bizim hayatımıza Erdem den daha önce girdi. Onu ilk goren eşim Evren. İlk gürdüğünde sevmiş Maro`yu. Sebebi ise gülen yüzü. Evet bizim Maro`muz her şeyden önce, en çok gülen güzel, pırıl pırıl yüzü ile akıllarda kalıyor. Yüzü çünkü yüreğini yansıtıyor, kalbindeki sıcaklık yüzüne yansımış.
Erdem`in alerjisinin başladigi 6. ayından itibaren bugüne kadar geçen 6.5 senelik alerji yolculuğunda ben öğrendim , öğrettim ve Maro öğrendi, benimle birlikte bu yolculuğa baş koydu ve biz birlikte birbirimizden aldığımız kuvvet ve destekle minnoşumuzun bugüne kadar sağlıklı büyümesini ve gelişmesini başardık.
Evet başardık diyorum, çünkü bu yolun başında olanlar anlar ancak, alerjisi olan bir çocuğu büyütmenin ne kadar zor bir süreç olduğunu. Alerji ile tanıştığınız ilk gün itibariyle başlar kaygılarınız. Çocuğunuz ne yiyecek ne içecek, nasıl büyüyecek, kalsiyum nerden alacak, okula nasıl gidecek, girdiği ortamlarda nasıl koruyacağız, kimse öpmesin, dokunmasın, hiç pasta yemeyecek mi? Doğum günleri nasıl olacak? vs vs vs. Bir sürü endişe ve soru işareti???
Biz bu yolda birçok insandan farklı bir şeyler yaptık. Erdem doğum günlerinde pasta yemeyecek üzülecek diye pasta yapmaya başladık. Ben merak saldım, bulaşıcıymış hemen Maro`ya da bulaştırdım zaten onun da içinde varmışta birisi onu dürtüklesin diye bekliyormuş. Erdem’e sütsüz pasta yapmak üzere çıktığımız bu yolda önce etrafımızdaki tanıdıklarımıza pasta yapmaya başladık. Tanıdığımız herkesin hayatına dokunmak istedik, başardık. Bu dokunuş büyüdü ve bugün tanıdığımız, tanımadığımız herkesin hayatına dokunur hale geldik.
Sadece süt alerjisi ile değil, gıdaların oluşturduğu pek çok alerji çeşidi ile savaşan kurabiyeler, cipsler, kekler, makarnalar yapıyoruz artık. Sütsüz, yumurtasız, diyet, glutensiz, normal derken, geriye dönüp baktığımızda biz yüzlerce pasta yapmışız.
Uçan kuş bile kaçamamış da elimizden pasta oluvermiş. Bir de marka yaratmışız, adı SEMOTTİ olan...
Maro`muz, gizli meleğimiz bugün, Semotti ekibinin en önemli parçası, demirbaşı aynı zamanda da Erdem’in hayatindaki en önemli kişilerinden birisi olmaya devam ediyor.
Bugün Semotti olarak bizim gibi alerjisi olan ve doğum gününde pasta yiyemeyeceklere bir umut olma yolunda çalışmaya devam ediyoruz.
Bizim ekibimizin gizli kanatlı meleği Maro’muz olmasa bunların hiç biri gerçek olmayacaktı. Hayatımıza girdiğin ve bizimle birlikte ailemizin bir parçası olduğun için çok mutluyuz, yaptıklarımızın içine giren sevgin, güler yüzün ve hiç bitmeyen enerjinle hep birlikte kocaman bir aile olmaktan çok mutluyuz.
İYİ Kİ VARSIN